SİGORTA SEKTÖRÜNÜN YUMUŞAK KARNI..!

01.08.2014
 ‘’ İnsanların yaptığı sahte paralar kadar, sahte insanlar vardır…’’

                                                                                                                     ( S.J.Harris )

 

Sigorta, beklenmedik kayıplara karşı sigortalıyı koruma prensibine dayalıdır. Belli bir prim karşılığında istedikleri teminatı sigorta kapsamına aldıran ve bunun karşılığında sigorta poliçesi satın alan sigortalılar; oluşan hasarlarını sigorta şirketlerinden tazmin ederler.

 Ancak bu durum, her zaman böyle işlemeyebilir! Bazı insanlar, ya da kurumlar; olmamış hasarı olmuş gibi göstererek, suiistimal diye tabir edebileceğimiz bazı usulsüzlüklere başvurarak, haksız kazançlar elde etmektedirler.

 Sigorta suiistimalleri, gerçek kayıpları karşılamak üzere birçok dürüst sigortalı tarafından ödenen primlerle oluşan fonların; sahte hasar başvuruları ile tüketilmesi sonucunda sisteme büyük zararlar vermektedir.

 Sigorta suiistimalleri, birçok dürüst sigortalının mağdur olmasına neden olan ve dikkatle incelenmesi gereken bir suçtur. Bu suç, 1 Haziran 2011 tarihinde yürürlüğe giren TCK’nın 158’nci maddesine göre, ‘nitelikli dolandırıcılık’ olarak sayılmış olup; bu suçu işleyenlere, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar hükmü getirilmiştir.

 Sigorta suiistimalleri hayat, hayat dışı ve sağlık sigortası ayırt etmeksizin her türlü sigorta branşını etkilemekte ve şu durumları içermektedir:

–          Sigorta teminatı almak için yapılan başvurularda; asılsız ve eksik bilgi vermek, ya da sigorta teklifinde sorulan sorulara asılsız veya eksik cevaplar vermek;

–          Gerçek bir talebin abartılması da dâhil, yanıltıcı veya asılsız kayıpların öne sürülerek, tazminat başvurusunda bulunmak;

–          Sigorta sözleşmesine dayanarak, bu sözleşmeden fayda sağlamak için sigortacı ile yapılan anlaşmada; yanıltıcı ve gerçek olmayan tavırlar sergilemek!

Sigorta suiistimalleri, poliçe sahibi veya tazminat talebinde bulunan üçüncü bir şahıs tarafından yapılabilmektedir. Sigorta suiistimalleri, hayali yolcu hasarları, gerçek olmayan trafik kazaları ile birlikte fırsatçı tazminat taleplerinden, beyan edilmeyen kritik hastalıklara ve profesyonelce planlanmış organize suç zincirlerine kadar geniş bir kapsama sahiptir.

 Tarihin ilk sigorta suiistimali; ‘Yunanlı tüccar Hegestratos’un M.Ö 300 yılında gemi ipoteği diye adlandırılabilecek, geminin ve içindeki mısırın sigorta teminatı kapsamındayken yapılmıştır! Olayın özü; tüccarın borç ile almış olduğu mısırın gemi ile taşınması ve kargo-mısırın müşterisine teslimatı yapıldığında, paranın faizi ile birlikte geri ödenmesiydi. Borcun ödenmemesi durumunda alacaklı gemiye kargosuyla birlikte el koyabilecekti. Hegestratos’un suiistimal planı; boş gemiyi batırarak, aldığı borcu ödememek ve mısırı da satarak, haksız kazanç sağlamak üzerine kurulmuştu! Fakat bu planı yürümemiş. Geminin diğer yolcuları onu iş başında yakaladığında, kaçmaya çalışırken boğularak ölmüştür…’

 Ticaretin doğuşundan itibaren hilenin de başladığını bize gösteren ve bilinen bu ilk olay gibi buna benzer, şeytanın dahi aklına gelmeyecek, pek çok suiistimal olayları yaşanmış, yaşanmaya da devam edecektir.( Bk. ‘Sigortalı Hayatın Gerçekleri’ isimli kitabım.)

 Sigorta suiistimallerinin sigorta şirketlerine aşağıdaki etkileri olmaktadır:

–          Sigorta şirketlerinin karlarında azalma,

–          Hasar prim oranlarının büyümesiyle, sigorta şirketlerinde finansal sıkıntıların oluşması,

–          Sigorta primlerinin yükselmesi ve küçük şirketlerin portföylerinin bozulması,

–          Likidite sorunlarının yaşanması,

–          Sigorta şirketlerinin kredi derecelendirilmelerinde düşüşler meydana getirebilmesidir.

 Türkiye sigorta sektöründe giderek artan suiistimal artışının, dürüst sigortalılar ve sigorta şirketlerine yüklemiş olduğu olumsuz maliyetin fazlasıyla büyümesini önlemek amacıyla Hazine Müsteşarlığı, Sigorta Bilgi ve Gözlem Merkezinin (SBM) bünyesinde; Sigorta Suiistimalleri Bilgi Sistemi (SİSBİS) projesini hayata geçirmiş, 2011 Haziran’ından itibaren yürürlüğe giren yönetmelikle de desteklemiştir.

 Bu uygulama, sigorta şirketlerinin tespit ettikleri suiistimal olaylarını SİSBİS’E raporlamalarıyla yürütülen bir sistemi içermektedir.

 Ancak sektörde yaşanan sigorta suiistimallerinin tespiti için görev tanımları yasal müeyyidelerle belirlenmiş, ‘sigorta müfettişliği ya da sigorta dedektifliği’ titri olan görevliler ne yazık ki hala sektörümüzde hizmet vermemektedirler.

 2013 yılını 25,1 milyar TL prim üretimi ve %15’lik bir büyüme ile kapatan sigorta sektörümüzde, geçtiğimiz yılsonu itibariyle, tespit edilebilen suiistimal/eksik beyan odaklı hasar tutarı bu üretimin %10’u civarındadır.

 Tespit edilemeyen /araştırılması yeterli seviyede yapılamayan suiistimal odaklı hasarları da dikkate aldığımızda; sektörün suiistimal odaklı hasar meblağının yıl bazında %10’luk seviyenin de üzerinde olacağı çok açıktır.

 Sigorta sektöründe giderek artan sigorta suiistimallerinin önlenebilmesine yönelik, son dönemde Hazine Müsteşarlığının almış olduğu tedbirler, yayınlamış olduğu SİSBİS yönetmeliği ve SBM (sigorta bilgi merkezi) bünyesinde oluşturulan veri tabanı elbette ki, çok önemli gelişmelerdir, ancak yeterli değildir.

 Çünkü bu sistemde kayıt altına alınan suiistimal olaylarının tespiti için sahada çalışan /çalışacak yetişmiş ve yasal yetkileri olan sigorta müfettişi/dedektifine ihtiyaç vardır. Bu görev tanımı, yasal çerçevesiyle bir an önce belirlenmeli ve sektörde faaliyete başlamalıdır.

 Şu hususun altını bir kez daha çizmek gerekirse; sigorta eksper’inin göreviyle, sigorta müfettiş’inin görev tanımını birbirine karıştırmamak gerekir! Zira bir tanesi hasarın teknik analizini, diğeri ise; hasar suiistimalini ortaya koyan uzmandır.

 Türkiye sigorta sektörünü ve sigorta şirketlerini yönetenlerin, ‘sigorta suiistimallerinin’ önlenebilmesine yönelik olarak, bir an önce sigorta müfettişliği/dedektifliği kavramına uygun nitelikli kişileri sektöre kazandırmaları ve birilerinin cebine giren bu haksız kazançların kapısını, bu nitelikli dolandırıcıların suratına çarpmaları şarttır.

 Sigorta suiistimallerinin tespit edilmesi, önlenmesi ve yok edilmesi, sektör ve sigortacılar açısından önemli olduğu gibi dürüst sigortalılar açısından da önemli bir beklenti ve bir haktır.

 

Atilla ÇİLİNGİR

CGM Dosya ve Hasar

Araştırma Bölüm Md.

"Sigortacılık" Diğer Yazılar
"Sigortacılık" Kategorisindeki Kitaplar