10’LARIN İZLERİYLE TÜRKİYE (46)

23.03.2024
60’lı yıllar...“Anılara yol var mı? Anılar zamanı taşırlar mı?Yoksa onlar da gün gelir, biz faniler gibi unutulurlar mı?
Cemaliye isminde bir kadın da kaldırıldığı Lefkoşa Genel Hastanesinde gözlerini hayata yumdu.
“Kıbrıs’ta patlayan kin volkanı, püskürttüğü kötülük lavlarıyla önüne geleni yakıp, yıkmaya başlamıştı artık.
21 Aralık 1963’de Kanlı Noel’de Kıbrıs Türk Halkına, Rum’ların uygulamış oldukları toplu katliamlar, 103 Türk köyünün yakılıp, yıkılması, binlerce Türk’ün evinden, barkından ayrılmak zorunda kalarak, emniyetli bölgelere topluca göç etmeleri…” Türwkiye’de büyük bir tepkiye neden olmuştu.
Hürriyet gazetesinin öncülüğünde tüm basın bu olaya duyarlılık gösteriyor, İstanbul Taksim meydanında toplanan on binlerce genç, “Ya taksim, Ya ölüm…”, “Kıbrıs bizim canımız, feda olsun kanımız” nidalarıyla yeri, göğü inletiyorlardı.
21 – 25 Aralık günleri arasında Kıbrıs’ta olaylar, Türk’lerin yok edilmesine dönüşmüştü.  Adadan iç açıcı haberler gelmiyordu! 23 Aralık günü Lefkoşa’daki çarpışmalarda 1 Türk daha öldürüldü, 5 Türk yaralandı. Ve Türkiye Büyükelçiliğine ateş edildi. 24 Aralık günü Kıbrıs’ta 12 Türk’ün öldürüldüğü ve 50 kişinin yaralandığı bildiriliyordu. Lefkoşa’da evlerini terk eden memurlar, Türk elçiliğine sığınmışlardı. Rum radyosu, sürekli olarak, Türk’lerin ezileceğini anons ediyordu…
Rum tarafının bu tedhiş hareketleri ve Türk’leri yok edecekleri tehditleri nedeniyle, Kıbrıs Hükümetinin Türk üyeleri görev yapamaz hale gelmiş ve anayasa düzeni ortadan kalkmıştı! Ada da yaşayan Kıbrıs Türk’ü, bundan böyle Rum yönetiminin Türk’leri temsil etmediğini açıklayarak kendi özerk yönetimini kuracaktı. (21 Aralık 1963)
24 Aralıktan itibaren de Türkiye’nin nabız atışları iyice yükselmişti. Başbakan İnönü ile görüşen, Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Cevdet Sunay gazetecilere yaptığı açıklamada: “Sinirlerimiz gergin” diyordu.
Kıbrıs’ta Türklere karşı Rum’ların başlatmış olduğu silahlı saldırıları, toplu katliamları durdurabilmek amacıyla Türk Hükümeti, 1960 antlaşmasının kendisine tanımış olduğu yetki gereğince öteki garantör devletler İngiltere ve Yunanistan ile Lefkoşa’da bir toplantı yapma girişiminde bulundu. Ancak olumlu yanıt alınamadı.

Bunun üzerine 25 Aralık 1963 Perşembe günü İnönü Hükümeti, antlaşmaların Türkiye’ye vermiş olduğu garantörlük hakkına dayanarak, Kıbrıs’a müdahale ettiğimizi T.B.M.M’de açıkladı.

Çok geçmeden Türk Hava Kuvvetlerinin çelik kanatlı, kartal pençeli kahraman pilotları, Kıbrıs adası semalarında görünmüştü. (Ülkemizin 1963 yılında Kıbrıs Türk’ünün topyekûn ortadan kaldırılmasını önlemek maksadıyla Kıbrıs adasına yapmış olduğu havadan müdahalesinde ben askeri lisede öğrenci idim. O çelik kanatlı uçakları kullanan, dünyaya nam salmış korkusuz kartalları, pilotlarımızı göremedim, tanıyamadım. Ama o müdahale sırasında uçağı yara aldığı için paraşütle adaya atlayan ve şanssız bir şekilde Rum kesimine inen kahraman pilotumuzun, Uluslararası savaş hukukunun esirleri kapsayan maddelerinin aksine en ağır işkencelere maruz kalarak, Rum’lar tarafından şehit edildiğini, bu pilotumuzun ‘Kahraman Yüzbaşı Cengiz Topel’ olduğunu tarih kitaplarımızdan okudum ve o cesur yüreği tanıdım. Yıllar sonra ise K.T.K.D’ nin (Kıbrıs Türk Kültür Derneği) İstanbul Şubesinin Yönetim Kurulunda görev yaptığım 2003-2010 yılları arasında,Her 8 Ağustos’ta Edirnekapı’daki Hava Kuvvetleri Şehitliğinde mezarı başında; aynı topraklarda vatan ve vazife uğruna savaşan bir Kıbrıs Gazisi olarak ona dualar ederek rahmet, minnet ve şükran duygularımla andım ve anmaya devam ediyorum.
Kıbrıs’ta Türk’ün varoluş destanını yazanlar arasında Pilot Yzb. Cengiz Topel ve daha nice kahramanlar var. İsimleri gönüllerimize kazınan bu yiğit insanlarımızı, kimileri unutsa bile; gerçekleri yazan tarih sayfaları daima hatırlayacaktır. Ruhu şad olsun…)
Kıbrıs Türk’ünün yıllardır uğramış olduğu haksızlıklara, zulme, yalnızlığa ve mazlumluğa karşı homurdanan ve tüm haşmetleriyle E.O.K.A çetelerinin üzerine çöken kartallar, kısa bir süre içerisinde hak edenlere gereken dersi veriyordu. Türkiye’nin gerçekleştirmiş olduğu sınırlı hava harekâtı sonucunu vermiş, Kıbrıs Türk’ü, en azından bir nefes almış, tüm dünya; adada ki soydaşlarımızın yalnız olmadığını anlamıştı.
Bu sırada Kıbrıs Milli Davamızın simge ismi, o dönemde Kıbrıs Türk Cemaatinin lideri Rauf Denktaş, şehir içinde ve köylerde 50 Türk’ün öldürüldüğünü açıkladı.
"Siyaset" Diğer Yazılar