Yasemin Kokulu Sevdam Kıbrıs'ım

09.10.2018

‘’Kıbrıs’ım asırlardan beridir Türk’tür, yasemin kokar. Kimi zaman sevdası olur vatan özleminin, kimi zamansa nice sevdalara destanlar yazar…’’

 Tam 44 yıl olmuş,

 O ilk günün ardında kalan zaman…

 Sanki dün gibi!

 Önce vatan,

 Sonra vazife,

 En nihayetinde;

 Ne varsa hatıralarda kalan…

 Yazmakla bitmez Kıbrıs’ım;

 Limonlarıyla

 Portakallarıyla

 Süslü ovaların…

 Unutulması mümkün mü?

 Yaseminler kokar sokakların…

  Nasıl anlatsam

  O İpekimsi görüntüsüyle

 Sahillerine vuran dalgaların

 Sesini…

 Baharına;

 Ne güzel eşlik eder,

 Gelinciklerle,

 Kır çiçekleri…

 Kaplayınca adanın her yanını,

 Papatyaların sarısıyla,

 Beyazı…

 Süslenir;

 Adeta bir gelin olur,

 Boğaz ile Lefkoşa arası…

 Hasat mevsimi geldiğinde;

 Başakların altın sarısı kaplar,

 Meserya ovasını…

 Mevsimlere ayrıcalık tanımaz,

 Beşparmakların alıyla moru!

Toroslar’a sevdalıdır;

O dağların her zirvesi,

 Her yolu…

 Yıllar öncesi,

 Oralarda duyuldu;

 Mehmetçiğin sesi,

 Yiğitlerin dinletisi oldu,

 Özgürlüğün her hecesi…

 Vatana,

 Millete,

 Ay yıldıza

 Simge oldular.

 Bir güneş gibi

 Beşparmaklara doğdular…

 Analara,

 Evlatlara,

 Yavuklulara,

 Sevgiyle,

 Hasretle seslendiler;

 Kimileri, özgürlük,

 Kimileri, ‘önce vatan’ dediler…

 Ya yıllarca direnen,

 Hiçbir zaman,

 Ne Rum’a,

 Ne İngiliz’e diz çökmeyen,

 Ömürleri mevzilerde geçen,

 Kıbrıs Türk’üne ne demeli?

 Onlar nasıl nitelenmeli?

 Yılmadılar çalıştılar,

Gece, gündüz demeden…

Vatanlarını savundular.

Mücahit,

Mücahide,

Şehit,

Gazi oldular

Ama her daim;

 Bu topraklar;

‘’Vatanımız’’ dediler;

 Ne o toprakları verdiler,

 Ne de Türkiye’den vazgeçtiler.

 Yıllar sonrasına,

Işık tutar o sayfalar.

Tarihe kazılıdır gerçekler;

Unutulabilir mi?

O Şehitler,

Nice Gaziler…

Türbedarıdır onlar

O toprakların…

Tarih bunu böyle yazdı

Böyle belledi.

Türk Milleti,

Kıbrıs denince;

Daima,

Milli Davamızdır dedi…

Gün batımı geldiğinde;

Yaz akşamlarının serinliği düşer,

Ada üstüne…

Bir hasret bulutu kaplar her yanı;

Baf’tan, Larnaka’ya

Limasol’dan, Erenköy’e…

Dile gelir Şehitler;

Şehitliklerden yükselir,

İnceden, inceye o acılı sesler…

Gecelerin ıssızını,

Islak kokusu sarar,

Ekin, ekin kokar;

O Gazi topraklar…

Bir de;

Mehtabın sihri yansımışsa;

Sahillere,

Lefkoşa’ya,

Gazimağosa’ya,

Güzelyurt’a,

Girne’ye;

Hüzzam makamına döner;

O dalgaların sesi…

 Kuytularda yankılanır,

 Aşkın,

 Sevdanın her hecesi…

 Bilmem ki;

 Sana daha ne diyeyim?

Yasemin kokulu sevdam, Kıbrıs’ım.

Bitmeyen sevgimin,

Dinmeyen hasretimin sesi…
"Kıbrıs" Diğer Yazılar