ÖNCE VATAN-Başlarken

08.06.2021
2000’li yılların ilk çeyreğini geride bıraktığımız günümüz Türkiye’sinde; her şey öylesine birbirine karıştı ki!  Tıpkı bugünlerde kullanılan o cümle gibi!  At izi, it izine mi karıştı gerçekten?  Bizi, biz yapan o eşsiz niteliklerimiz öylesine bir kavram kargaşası yaşadı, kuşaklar arasındaki anlayış, yaşam farkı o kadar büyüdü ki..!  Bu kitabımda; yaşanan bu kavram kargaşasını netleştirmek, nedenlerini anlatmak ama en önemlisi bizi, biz yapan en temel değerlerimizin altını çizmeye çalışacağım.  Kitabımda:  Mazisi neredeyse insanlık tarihi ile başlayan, bugün daha çok birlikteliğimize ihtiyaç duyduğumuz bu kritik zaman diliminde, Büyük Türk Ulusunun sadece yaşadığımız bu son vatan topraklarımızda değil, var olduğumuz dünya coğrafyasının her yöresinde karşı karşıya kaldığımız tehlikelere, tehditlere karşı nasıl karşı koyabileceğimizin,  Yurt bellediğimiz bu gazi toprakların Türk Milleti için ne ifade ettiğini, her karışında şehitlerimizin kan ve can bedeli olan, atalarımızdan yadigâr bu son vatan parçamızın ama daha da önemlisi;  Vatan kavramının Türk Milleti için ne ifade ettiğini,  Millet kavramını,   Türk Milletinin niteliklerini,  Devlet kavramını,  Türk Milletinin devletine olan sadakatini,  En nihayetinde Ay Yıldızlı Al Bayrağımızın, onur timsali Sancağımızın; kendini böylesine büyük bir ulusun ayrılmaz bir parçası olan vatandaşlarımıza ne anlam ifade ettiğini,  Ama en önemlisi ‘Önce Vatan’ kavramının Türk Milleti için neden kutsal olduğunu anlatmak istedim.  Tüm bu değerlerin yansıra, şu gerçeği herkesin hatırlaması, bilmesi, unutmaması gerekir!  O da:  Türk Milletinin yaşam alanı olarak bellediği vatan toprakları için gerektiğinde gözünü kırpmadan canını da,  malını da, mülkünü de seve, seve feda edişidir.  Asırlar boyunca Türk Milletinin devlet kurduğu, yaşam sürdüğü her coğrafya; onun canından bir parçası, vazgeçilmezi olmuştur.  İnsanoğluna kucak açan bu yaşlı gezegen, bunu böyle not etmiş; vatan topraklarımızda gözü olan, vatan bellediğimiz toprakları ele geçirme teşebbüsünde bulunan her kim olduysa; bunun bedelini fazlasıyla ödemiş, tarih sayfaları da bunu hep böyle yazmıştır.  Onun içindir ki;  Aşağıda sıralamış olduğum soruları:  Bu son yurdumuzun bacası tüten her ocağında, okullarımızda, yaşam alanlarımızda; öğrendiklerimizle, yaşadıklarımızla, yaşattıklarımızla ama en önemlisi vicdanımızın sesiyle yanıtlayacak olursak;  İşte o zaman;  Bu kitabıma niçin: ‘’Önce Vatan’’ adını verdiğim,  İşte bu nedenle:  ‘Şehitlerimizin’ son nefesinde,  ‘Vatan sana can feda’’ fısıltıları,    Onların ardında kalanların;  ‘’Vatan sağ olsun.’’   Haykırışları daha iyi anlaşılacaktır.   O halde;   Neden önce vatan?  Dünya tarihine bakıldığında vatan kavramı, Türk milletine ne ifade etmiştir? Türk insanı; vatanı için gerektiğinde hayatını seve seve, gözünü kırpmadan neden feda eder?  Tarih sayfalarının Türk adını ezberlemeye başladığı binlerce yıl öncesinden, bugüne; toplumdan ümmet olmaya, ümmetten millet olmaya giden yolda ilerlerken, tarihe damgasını vuran ana hasletlerimiz neler olmuştur?   İhtiyaç olduğunda tıpkı istiklal savaşımızda olduğu gibi malını, mülkünü, elinde kalan bir baş hayvanını, son lokmasını dahi vatan savunmasına veren, vatanı için helal eden; canından canı olan evlatlarını:  ’’Gerekirse vatan için göz kırpmadan hayatınızı feda edeceksiniz.’’ Öğüdü ile büyüten analarımızı, babalarımızı nasıl tanımlamak gerekir?   Onlara neler borçluyuz?  Türk Ulusunun hala süre gelen; değişmeyen/değiştirilemeyen gelenekleri, görenekleri nelerdir?   50’li yıllardan bugüne baktığımızda; geride kalan yarım asırdan fazla bir dönemde, ülkemizin daha da çok gelişmesine engel olan başlıca olaylar hangileri olmuştur?   Bulunduğumuz coğrafyada yaşanan önemli kargaşalara/savaşlara bakıldığında; bölgenin jeostratejik-jeopolitik önemini göz önünde bulundurduğumuzda; küresel güçlerin Orta Doğu coğrafyasında oynadıkları rolü de dikkate alırsak:  Özellikle ABD;  BOP projesi kapsamında bu bölgeyi nasıl yapılandırmaya çalışmaktadır?   Bu süreçte Türkiye üzerinde oynanan oyunlar nelerdir?  Tarih sayfalarına vatan sevdasını kanıyla yazan böylesine büyük bir millete; Türk Ulusuna son dönemde yaşatılmak istenen kimlik karmaşasının nedenleri nedir?   Türk Milletinin yapısal nitelikleri; vatanına olan yürekten bağlılığı bu tehlikeli oyunlara müsaade edecek midir?     Milli birlik ve beraberliğimizi tehdit eden, etkileyen önemli hususlar nelerdir?  Yurdumuzda inançlar üzerinden yaratılan/yaratılmaya çalışılan derin ayrışma,  Toplumumuzda bazı kesimler üzerinden ortaya konulan/konulmaya çalışılan ayrımcılık,  Yaşam biçimimiz üzerinde adeta bir baskı unsuruymuş gibi gösterilen/gösterilmeye çalışılan mahalle baskısı nasıl önlenebilir?   Ülkemizi sarmalına alan uluslararası terör saldırılarının, giderek can yaktığı, yurdumuzun, milletimizin birlik ve beraberliğini tehdit ettiği bu kritik dönemi nasıl bertaraf edebiliriz?  Alçakça yapılan hain FETÖ kalkışması neyi hedeflemişti?    Bu alçak darbe teşebbüsü öncesinde; kahraman ordularımız üzerinde sahte belgelerle uygulanan senaryonun amacı neydi?   ‘Balyoz, Ergenekon v.d kumpas davalarıyla tutuklanan yüzlerce komutan neden ordudan uzaklaştırıldı?   Böylesine bir akıl tutulmasının yaşandığı yurdumuzda ne hedeflenmişti?   1071’den beri yaşadığımız, 780 bin kilometre karelik bu son vatan parçamızda, varlığımızı sürdürebilmemiz için dikkat edilmesi gereken önceliklerimiz neler olmalıdır?  Onun içidir ki: Sıralamış olduğum bu önemli soruları yanıtlamak,  Yurt bellediğimiz bu güzel vatanın; Türk Milleti için ne ifade ettiğini, her karışında şehitlerimizin kan ve can bedeli olan, atalarımızdan yadigâr bu son vatan parçamızda vatanın her şeyden daha önce geldiğini, daha çok önem kazandığını anlatmak;  Devletimizin yüksek menfaatleri için 1974 yılında ata yadigârı Kıbrıs adasında savaşmış, Gazi olmuş, bugüne değin telif ettiğim bütün kitaplarımda, ‘vatan kavramının’ önemine değinen bir vatansever olarak, bu benim için önemli bir görevdi.   İşte bu kitabımda:   Bütün bu soruların analizini yaptım, yanıtlamaya çalıştım. Ardımda kalan yarım asırlık yaşanmışlıklardan, yaşadıklarımdan ders çıkararak; kimi olayları yaşayan, bazılarında görev alan bir vatan sevdalısı olarak tarafsız bir gözlemle kaleme aldım.  Kitabın içeriğinde okuyacağınız konular, şüphesiz ilk defa duyulan-duyacağınız şeyler değildir.   Ama anlattığım her olayın, yaptığım her analizin temelinde; yaşanan gerçekler, hayatımın hiçbir döneminde vazgeçmediğim ettiğim vatan yeminine olan sadakatim, Türk Milletine olan aidiyetim,  vatan topraklarımızın kutsallığı vardır.  Aslında bu yaşlı dünyanın 4 bin yıllık geçmişine damgasını vuran, çağ değiştirip, çağ açan Türklerin, topluluktan, millet olma yolunda ilerlerken yaşanan tarihçemizde; öylesine çarpıcı, öylesine yürek yakıcı, öylesine gurur verici zaferler yaşanmıştır ki;  Bu olayların temelinde; Türk Milletinin vatan sevdası, toprağına, bayrağına, devletine olan büyük sevgisi vardır.   Bu vatana sadakatle bağlı her fert; gerektiğinde gözünü kırpmadan kendi canını da, malını da, mülkünü de seve, seve feda etmiştir, gerektiğinde yine edecektir.  Onun içindir ki,   Vatan:  Türk Milleti için her şeyden önde gelir, her şeyden aziz bilinir.   Onun içindir ki;   Topraklarımıza bir saldırı olduğunda daima: ‘’Önce Vatan’’ denir.  Türk Milletinin vatan bellediği her coğrafya parçası, onun vazgeçilmezidir.  Asırlar boyunca: Tarih sayfaları bunu böyle yazmış;   Bize kem gözle bakanlar,   Topraklarımıza saldıranlar,   Bu gerçeği böyle bellemiş,  Bundan sonra da böyle belleyecektir.  Çünkü şehitlerimizin kanlarıyla hercümerç olmuş vatan topraklarımız uğruna veremediğimiz canı;   Bağrında yaşatmaya hakkımız yoktur.   Kitabımın hazırlık aşamasında;  Bundan önceki kitaplarımda olduğu gibi; bu kitabıma da büyük bir destek veren, ‘’Önce Vatan Gazetesi’’ Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Değerli Dostum; Sn. Abdullah Akosman Beyefendiye, Kitabımın arka kapak yazısını yazan Değerli Hocam Yekta Güngör Özden Beyefendiye,  Fikirleriyle kitabıma destek olan ve kitabımın ön sözünü yazan, Değerli Yazar ve Dostum; Sn. Hüseyin Adıgüzel Beyefendiye,   Kitabıma hazırlık aşamasında yapmış olduğu önemli katkı, kitabımın okurla buluşması ve sonrasında elde edilecek telif geliriyle, yine Samsun’da açmayı planladığım ikinci kütüphane için vermiş olduğu destek nedeniyle, A.D.D Samsun Şube Başkanı; Sn. Dr. Işık Özkefeli Hanımefendiye, Bu kitabımın da basımını gerçekleştiren Bilgeoğuz Yayınevi sahibi, Değerli Kardeşim Sn. Ali Oğuzhan Cengiz Beyefendiye,  Kalb-i şükranlarımı, teşekkürlerimi sunuyorum.
"Siyaset" Diğer Yazılar